Serbest Ölçü
Öğrenciler için uygun Aruz vezni Arap edebiyatının resmi ölçüsüdür. Eski çağlardan beri, halk şiiri ve hece vezninin türk edebiyatında güçlü bir yeri olmuştur. İranlılar İslâmiyet’i kabul edince Arap kültürünün de büyük tesiri altında kaldılar. Şiirde, Arapların kullandığı nazım ölçüsü olan aruz’u kullanmaya başladılar. Ancak Arapların kullandıkları aruz ölçüsünü olduğu gibi kabul etmediler. Kendilerine göre bir ayıklamaya tabi tutarak kulaklarına hoş, tabiatlarına uygun gelenleri seçtiler ve kullandılar. Talas Savaşı sonrasında, İslamiyet'i kabul ettikten sonra, İran edebiyatının etkisiyle Türkler de Farsça şiirler yazmışlar ve İran aruzunu kullanmaya başlamışlardır. Aruz vezni, 5. - 11. yüzyıllarda Hakaniye Türkçesi’ne 7. - 13. yüzyıllarda, Anadolu Türkçesi’ne 8. - 14. yüzyıllarda, Çağatay ve Azeri Türkçesi’ne girmiş ve zamanımıza kadar birçok şiir yazılmıştır. Türkçe olarak yazılan ilk ve temel eserlerdenKutadgu Bilig'de aruz kalıpları kullanılmıştır: (fa'ûlün fa'ûlün fa'ûlün fa'ûl).
Türkçe'nin yapısının Arapça ve Farsça'ya benzememesi ve Türkçe'de uzun sesli bulunmaması Türk şâirlerin aruz ölçüsünü kullanırken güçlüklerle karşılaşmasına yol açmıştır. Bu problemler ilk zamanlarda hece ölçüsüne en yakın olan kalıpların seçilmesiyle aşılmıştır. Divan şiirinin ünlü şâirleri arasında Fuzûlî, Bâki, Nef'i, Nâbi ve Nedim sayılabilir. Aruz, birkaç ünlü divan şâiri dışında, ancak 19. ve 20. yüzyıllarda Tevfik Fikret, Cenap Şahabeddin, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal gibi şâirlerin elinde bir Türk aruzu durumuna gelmiştir.1911 yılında başlayan Milli Edebiyat akımıyla ve özellikle Ziya Gökalp'in “Aruz sizin olsun, hece bizimdir.” söyleyişiyle, aruzdan kopan şâirler hece veznine sarılmışlar.